Telefon
Whatsapp

Politikacılara Karşı İşlenen Hakaret Suçları

Makaleler > Politikacılara Karşı İşlenen Hakaret Suçları

POLİTİKACILAR VEYA TANINMIŞ KİŞİLERİN HAKARET SUÇLARI KARŞISINDAKİ DURUMLARI

Kamuoyu tarafından yaptıkları işler nedeniyle bilinen, tanınan kişilere (özellikle politikacılar) yöneltilen eleştiriler, normal kişilere yöneltilen eleştirilerden daha sert ve ağır olabilir. Bu kişilerin normal kişilere göre eleştiriye daha açık olmaları ve eleştiriye tahammül etmeleri gerekir. Çünkü bu kişiler açısından daha fazla eleştiriye katlanma yükümlülüğü nedeniyle hakaret suçunun oluşması normal kişilere göre daha zordur. Özellikle siyasetçilerin eleştiriye daha açık olmaları gerektiğine ilişkin Avrupa İnsan hakları Mahkemesinin pek çok karar ve içtihatları bulunmaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, "Hür siyasi tartışmanın bütünüyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde belirtilen egemen “Demokratik Toplum” kavramının öz unsurunu oluşturmakta olduğuna vurgu yapmaktadır. Bu, nedenledir ki hoş görülebilir eleştiri sınırları; kamusal kişi sıfatıyla hareket eden siyaset adamı konusunda, sade vatandaşlara göre daha geniş olmalıdır. Kuşkusuz siyaset adamı da özel hayat çerçevesi dışında, onurunun korunması hakkına sahiptir, fakat bu himayenin gerekleri, siyasi konuların serbestçe tartışılmasının sağlayacağı yararla dengelenmek zorundadır." (Ör. AHİM Caste ls/ispanya, 23.04.1992)

AHİM in 1986 tarihli Lingens-Avusturya Kararı, ifade özgürlüğü ve siyasi eleştiri konusunda referans kabul edilen bir içtihattır. Mahkeme daha sonraki birçok kararında Lingens'e atıf yapmıştır. Kararda özetle şöyle deniyor: '' ... İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun asli temellerindendir, toplumun ilerlemesinin ve her bireyin kendini geliştirmesinin temel koşullarından birini oluşturur... Basın özgürlüğü, kamuoyuna, siyasal liderlerin düşünceleri ve davranışlarını öğrenmek ve bunlar hakkında bir kanaat oluşturmak olanağı sağlar. Daha genel olarak siyasal tartışma özgürlüğü, demokratik toplum kavramının temelidir... Bu nedenle, bir siyasetçiye yöneltilen eleştirinin kabul edilebilir sınırları özel bir kişiye kıyasla daha geniştir. (Siyasetçi) kaçınılmaz bir şekilde ve bilerek, her söz ya da davranışında, kendini basının ve kamuoyunun merceği altına yatırır. Bunun sonucu olarak daha geniş bir hoşgörüye sahip olması gerekir... ''

Burada önemli olan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığına karar vermek zorunluluğudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu hususta denetleyici görevini ifa ederken, başvuranın ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin davanın bütünü, ilgili ifadeler, bu ifadelerin söylendiği ortam ve durumun içinde olan kişilerin özel koşulları ışığında incelenmesi gerektiğini ayrı ayrı irdelemektedir (Bkz. AHİM Feldek - Slovakya, 29032/95). AİHM, siyasetçilere yönelik olarak eleştiri hakkının kullanılmasını konu alan içtihatlarında, prensip olarak, ifade özgürlüğünün sınırlarını, ulusal kanun koyucuların ve yine ulusal içtihat üretici yargı organlarının belki de hiç de kolaylıkla cesaret edemeyecekleri ölçüde radikal bir şekilde genişletmiş ve demokratik yaşamın sürdürülebilmesi ve geliştirilebilmesi yönünden siyasetçilerin siyasi faaliyetlerine ilişkin olarak yaşatılması gerekli olan siyasi tartışma ortamını, siyasetçinin kişiliğinin ve bu anlamda kişisel şöhretinin korunmasından daha üstün bir hukuksal değer olarak mütalâa etmiştir.




Merhaba, Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?